Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed Şubeleri, anadilde eğitim ve seçmeli derslere dair sendikanın 1 Nolu Şube binasında basın toplantısı düzenledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed Şubeleri, anadilde eğitim ve seçmeli derslere dair sendikanın 1 Nolu Şube binasında basın toplantısı düzenledi.
"Anadilde eğitim tüm halkların hakkıdır" pankartın asıldığı açıklamada, Kürtçe ve Türkçe metin okundu.Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Amed 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin; “Bilindiği gibi dil kültürün önemli bir parçasıdır. Bundan dolayı hem dil toplumlara yön verir hem de toplumlar dile. Böylelikle dil toplumların kimliği haline gelmektedir.
Bir ülkenin sosyal ve ekonomik olarak gelişme kaydedebilmesi için o ülke çocuklarının kendi dilleri ve kültürleri ile büyümelerinin önü açılmalı ve yeni nesiller için bunlar kayıtsız şartsız sağlanmalıdır. Ancak bunlarla toplumlar gelişip ilerleyebilir. Bundan dolayıdır ki yönetenler geri bırakmak istedikleri toplumların öncelikle dil ve kültür bazında gelişmelerinin önünü kapatmaktadır. Bununla beraber bu ülkelerde resmi dil dışındaki tüm diller yasaklanmakta ya da pasifize edilmektedir.
Anadilinde eğitim hakkı tüm yönleriyle serbest hale getirilip uygulamaya konulursa anlam kazanır. Bilimsel olarak ta ispatlanan bu doğruların dışında, anadilinde eğitimin önü kapatılıp, anadilin böyle de savunulup korunabileceği belirlemesi bir aldatmacadan öteye gidemeyecektir.
Ülkemizde anadili Kürtçe, Arapça, Lazca, Ermenice, Hemşince, Çeçence, Süryanice.. vb. olan çocuklar kendi dillerinden koparılmaktadırlar. bu durm tüm toplumuetkilemekle beraber en çok çocukları etkilemektedir. Bilimsel olarak ta pedegojik ve formasyonel olarak da anadilin çocuklar için önemi açık ve nettir. bu haktan mahrum olmak tüm çocukları negatif olarak etkilediği açıktır. Bu kader değildir ve değiştirilmelidir. Biz Eğitim Sen olarak tüzüğümüzde de belirttiğimiz gibi bu topraklarda tüm halklar anadilleriyle eğitim almalıdır diyoruz. Bunun dışında hiçbir seçenek dillerin yaşatılmasında çare olamaz.
Tüm bu belirleme ve gerçekler ortadayken aynı zamanda seçmeli dersler ile ilgili de bir süreç yürümektedir ve biz bu konu ile ilgili görüş ve tespitlerimizi de paylaşmak istiyoruz.
Milli eğitim bakanlığı tarafından 2012 yılında ortaokul ve liselerde başlatılan seçmeli ders uygulaması geride bıraktığımız on yıl boyunca yaşanan birçok sorun çözülmediği gibi yapılan yanlış uygulamalar içtihata dönüştürülmeye çalışılmıştır. Kimi bürokrat ve üst idarecilerin belli derslerin zorunlu seçimine dönük kanunsuz talimatları maalesef seçmeli derslerin belirlenme sürecini gölgede bırakmıştır. Ayrıca okul yönetimlerinin, öğretmen normları ve yokluğunu gerekçe göstererek, özelikle bazı derslerin seçilmesi için büyük çaba gösterdiği, neredeyse bunu zorunlu tuttuğu uygulamalar basına ve kamuoyuna yansımıştır. Bu nedenle bu dönem seçmeli derslerin belirlenmesi ve öğrencilerin özgür iradesiyle seçim yapabilmeleri konusunda çok daha dikkatli olunması gerektiği açıktır.
Seçmeli ders tercihlerinde temel ölçütün öğrencinin ilgi ve yetenekleri olması gerekirken, her ders seçme döneminde öğretmen durumu ve fiziki olanakların yetersizliği gerekçe gösterilerek, sadece önceden belirlenmiş bazı derslerin seçilmesini istemek çelişkili bir durumdur. Ataması yapılmayan öğretmenlerin ataması yapılarak öğretmen açığı gerekçesi rahatlıkla ortadan kaldırılabilinir.
Seçmeli dersler, öğrencilerin hayata hazırlanması, ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarması açısından öğrencilerin gelişimlerine destek olması, ayrıca bilişsel, duyuşsal ve sosyal gelişimlerine katkı sağlaması gerekmektedir. Bütün bu bilimsel gerçekleri göz ardı ederek, iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine ve bürokratların kişisel taleplerine göre hareket eden eğitim yöneticileri suç işlemiş olacaktır.
Geçtiğimiz yıllarda bazı okul yöneticileri öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, onlar adına ders seçimi yapması, doldurulmuş formların velilere imzalanması, MEB'in matbu formu yerine belli bazı derslerin bulunduğu formların hazırlanarak öğrencilere dağıtılması ..gibi birçok hukuksuz uygulamaya gidilmiştir. Önümüzdeki dönem benzer uygulamaların olması halinde, üyelerimizin ve velilerimizin şube ve temsilciliklerimize başvurmalarını istiyoruz. Henüz resmi olarak başlamasa da Seçmeli ders seçimi sürecini yakından takip edeceğimizi, atılacak her hukuksuz adımın karşısında olacağımız bilinmelidir.
Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanında olacağımızı bir kez daha belirtiyor, eğitim politikalarına ilişkin her konuda olduğu gibi, bu konuda da her türlü siyasal ve ideolojik yönlendirmenin karşısında duracağımızın bilinmesini istiyoruz.