Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 715’inci haftasında 27 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Aydemir’in akıbeti soruldu.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 715’inci haftasında Diyarbakır merkez Bağlar İlçesi Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir kez daha bir araya geldi. Yağan yağmurun altında, kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan aileler, bu hafta, Lice’den göçertildiği İstanbul’da arkadaşı Fehmi Tosun ile birlikte kaybettirilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Aydemir’in hikâyesini anlattı.
“HÜSEYİN TESLİM OLMAZSA, ÖLDÜRÜLECEK” MESAJLARI
Hüseyin Aydemir’in hayat hikayesi, İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu üyesi Eylül Özgültekin tarafından okundu. Hüseyin Aydemir’in, 6 çocuk babası ve 34 yaşında olduğunu belirten Özgültekin; Lice’nin Tûtê (Yaprak) köyünde yaşıyordu. O dönemde köy yakmaların, köylüleri göçe ve korucu olmaya zorlanmaların, gıda ambargoları ile aç bırakmaların yaşandığı Lice ve köyleri; âdete cehenneme dönmüştü. Hayvan ticareti ile uğraşan Aydemir de güvenlik güçlerinin hedefindeydi. Sık sık evi basılıyor ailesi şiddete maruz kalıyordu. Ev baskınlarını yapan askerler; Hüseyin’e iletilmesi için teslim olmaması halinde kendisini buldukları yerde öldürüp, ölüsünü panzerle sürükleyerek teşhir edecekleri yönünde mesajlar bırakıyorlardı.
“ÖNCE ADANA’YA SONRA İSTANBUL’A GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDILAR”
Bir baskın sırasında da babasını gözaltına aldılar. Yirmi gün boyunca gözaltına alındığı inkâr edilen baba ağır işkence gördü. Ona ‘oğluna söyle gelip teslim olsun’ denildi. Bu koşullarda evine gelemeyen Hüseyin Aydemir, ailesi ile birlikte önce Diyarbakır’a ardından Adana’ya göç etti. Ancak buralarda da baskı ve tehditlerden kurtulamadı. 1995 yılının ortalarında ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı.
SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ! DOSYA ZAMANAŞIMINA UĞRADI
Hüseyin Aydemir, 19 Ekim 1995 sabahı memleketlisi ve yakın arkadaşı Fehmi Tosun’un Avcılar’daki evine gitti. İki arkadaş birlikte kahvaltı ettikten sonra saat 10:00 sıraları evden çıktılar ve bir daha geri dönemediler. Onların Aksaray’da sivil polisler tarafından gözaltına alındıklarını öğrenen aileleri tüm yasal yollara başvurdu. Her yerde oğullarını arayan Aydemir Ailesi onun polisler tarafından Ankara’ya götürüldüğü, Ankara emniyetindeyken de askeri yetkililerce teslim alındığı bilgisine ulaştı. Ancak ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Hüseyin Aydemir ve arkadaşı Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Hukuk işletilmedi. Onların akıbetlerinin açığa çıkartılmasını, suçun faillerinin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte soruşturmalar yürütülmedi. Zamanaşımı gerekçe gösterilerek dosyalarında takipsizlik kararı verildi.”