Ankara Gar Katliamının 91’inci ayı nedeniyle düzenlenen anmada, Türkiye tarihinin katliamlar tarihi olduğu vurgulanarak, yüzleşme çağrısı yapıldı.
Ankara Gar Katliamının 91’inci ayı nedeniyle düzenlenen anmada, Türkiye tarihinin katliamlar tarihi olduğu vurgulanarak, yüzleşme çağrısı yapıldı.
DAİŞ'in bombalı saldırısı sonucunda 10 Ekim Gar Katliamında yaşamını yitiren 104 kişi, Ankara Garı önünde anıldı.10 Ekim Barış Derneği'nin (10 Ekim-Der) yaptığı açıklamada, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı, "10 Ekim unutma unutturma" sloganı atıldı.
Katliamın 91’inci ayında yapılan anma, saygı duruşuyla başladı. Anmaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Ankara milletvekili adayları İhsan Seylan, Hatice Göz, Metin Kılıç, Zişan Kürüm Yılmaz, Emirali Türkmen ve Ruken Dilara Zaf’ın yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Yeşil Sol Parti il yöneticileri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu da katıldı. Anmada ilk olarak 10 Ekim-Der Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun konuştu.
‘YOK SAYILAN KATLİAM’
Katliamın 91’inci ayında da adaletin gelmediğini fakat barış talebinin yerine getirilmesine kadar mücadele edeceklerine dikkat çeken Coşgun, “Yeni seçim dönemi arifesindeyiz. Bu ülkede 2 seçim dönemine denk gelmek, seçim arifesinde olmak demek, bu ülkede olup olabilecek en kötü döneme işaret eder. Çünkü 2015 1 Kasım'a kadar gelinen süreçte çok bedeller ödendi. Çok kan döküldü.
Dökülen kanın hesabının hâlâ verilememesi bir yana, bu süreçlerde bu katliamların yok sayılmasına dair artık iradenin de bizi 91’inci ayında çok kötü hissettirdiğin altını çizmek istiyoruz. Çünkü yok sayılan Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük sivil katliamı denilip 3 gün yas ilan edilen bir katliam bile maalesef ki yok sayılan bir katliam” dedi.
‘BURADA OALCAĞIZ’
Katliamın yok sayılan özneleri olarak alanda olmaya devam edeceklerini belirten Coşgun, “Ne yazık ki hâlâ bir anıt alanına dönüşmemiş, hâlâ bir antlaşma noktasında bir yere gelememiş bir sembolik anıtında hâlâ önündeyiz. Bunların da her ay olduğu gibi bu sefer de taleplerimiz den biri olduğunu siz de biliyorsunuz. Artık 14 Mayıs'tan sonra başka şeyler konuşmak istiyoruz. Artık bu devranın bu dönemin bittiğini bilmek görmek istiyoruz.
Bize verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Verilen sözlerden ziyade artık bu ülkenin katliamlarıyla yüzleşme zamanının geldiği günleri görmek istiyoruz. Ancak böyle olursa bu zamana kadar verdiğimiz bütün emek ve çabaların bir işe yaradığını düşüneceğiz. Ancak böyle olursa bir nebze huzur bulacağız ve gerçekten yaşamak için bir sebebimiz olacak. Bu mücadelenin devam ettirilmesi için çok büyük bir güce sahip olacağız. Büyük bir motivasyona sahip olacağız” diye konuştu.
‘İKİKTİDAR YOLU OLARAK KAN DÖKTÜLER’
Vekil adaylarından İhsan Seylan ise katliamı, 7 Haziran’da kaybeden iktidarın halka yaptığı zulüm olarak niteleyerek, “O 7 Haziran'dan sonraki bu süreç aynı zamanda tekrar iktidara gelmek için o zamanın başbakanın da söylediği gibi kendi iktidar yolları için, kanı kendilerine iktidar yolu olarak yapanlarındır. O kan siyaseti yapanların iktidara gelmek için yaptığı bir süreçtir. 10 Ekim faili meçhul bir cinayettir ve buradadır. 5 Haziran, Diyarbakır Katliamında aynı çetenin ürünü, biz hep buradaydık, hep söyledik, hep siyasetler üstüydük, hep barışı söyledik. Burası 10 Ekim meydanıdır. Çocuklarımızın mezarıdır” diye belirtti.
‘TÜRKİYE TARİHİ KATLİAMLAR TARİHİDİR’
Meydana 91 ay önce barış talebiyle geldiklerini hatırlatan vekil adaylarından Emirali Türkmen de, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi sloganıyla ortak yaşamı, hayatı, umudu ve özgürlüğü büyütmek için bu meydana gelenler yani bizler büyük bir katliam yaşadık. Bu katliamda canlarımızı kaybettik. 91 ay geçmiş olmasına rağmen bugün buradayız çünkü bu katliamı gerçekleştiren hiçbir fail açığa çıkarılmadı.
Bunun arkasında bunu dizayn edenler hiçbir yargılanma ortamına getirilmedi. Türkiye'nin tarihi katliamlar tarihi olduğunu biliyoruz. Çok canlar kaybettik. Maraş'ı, Sivas'ı, Çorum’u unutmadık Suruç çok yakınımızda ve Ankara Gar katliamı hemen burada yanı başımızda hep birlikteydik. Biz bu tarihle hesaplaşmadan asla ve asla bu memlekete demokrasi gelmeyecek” ifadelerinde bulundu.
(M.A.)