Amed Emek Ve Demokrasi Platformu bileşenleri, siyasi parti Diyarbakır İl ve İlçe başkanları/eşbaşkanları ve birçok Diyarbakırlı, Halepçe Katliamı'nın yıldönümüne ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldı. Açıklamada; "Unutmadık! Unutturmayacağız" denildi.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Halepçe Katliamı’nın yıldönümünde, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, platforma bağlı sendika, oda ve meslek örgütleri temsilcileri ile siyasi parti temsilcileri ve birçok vatandaş katıldı.
"Kürtlerin Halepçe Katliamı Yaraları Hâlâ Kanıyor" başlığı ile okunan basın metninde şu ifadelere yer verildi;
"Basınımızın değerli emekçileri, değerli arkadaşlar ve katılımcılar. Bilindiği gibi önümüzdeki yüzyılın anlaşmaları yaklaştığı bu yıllarda, geçtiğimiz günlerde, uluslararası emperyal güçlerin Ukrayna işgaliyle beraber kısmen de olsa 3. Dünya Savaşı'nın fiili anlamda startını vermiş oldu. Aslında burada gelişen güç ve paylaşım savaşı, dünyayı iki farklı noktada ayrıştırsa da amaçlanan şey emperyal-kapital güçlerin dünyayı yeniden dizayn etmek, ezilen halkların emekçilerin üzerinde hegonomik sömürünün daha çok katmerleşmesidir. Oysa bir yandan emperyal Avrasyacılar bir yandan da NATO gladyosu çatısı altında örgütlenmiş sömürgeci atlantikçiler, biz ezilen halklar için tek seçenek demokratik yaşamı esas almaktan geçer. Bugün bütün çıplaklığıyla görünüyor ve hissediliyor ki Ukrayna’da gelişen savaş sonuç itibariyle beraberinde büyük dramlara sebep oluyor. Bunun da en büyük bedelini kadınlar, çocuklar ve emekçiler ödüyor. Biz demokratik kitle örgütleri ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) olarak, ölümlerin olmadığı savaşsız, sömürüsüz barışın bütün dünyaya egemen olduğu bir dünya istiyoruz. Askeri yöntemler çözüm değildir Savaş demek göç demek, açlık demek, gözyaşı demek, ölüm demektir. Yani bir bütünen 'Soykırım' demektir. Tıpkı 16 Mart 1988 yılında Halepçe’de yaşanan insanlık dramı gibi.
Değerli basın emekçileri, bilindiği gibi Ortadoğu coğrafyasında en kalabalık olan Kürt Halkı uzun yıllardır trajik katliamlar yaşamaktadır. Bu katliamların tarihsel arka planları mevcuttur.
İran-Irak Savaşı sırasında İran sınırına yakın bir kent olan Halepçe'de yaşayan Kürt halkı dönemin Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin emri ile 'Kimyasal Ali' olarak tanınan Ali Hasan el-Mecid'in tarafından kimyasal gaz bombaları bırakılarak Kürtlere karşı Enfal Hareketi başlatılmıştı.
Halepçe’de 16 Mart 1988 yılında, yaklaşık 5 saat süren kimyasal bombardıman sonrası, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 6 bin 357 kişi Katliam'da yaşamını yitirdi, 14 bin 765 kişi de ağır derecede yaralandı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43 bin 753'ü aşkın kişinin ölümüne, 61 binden fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu.
Bunun yanı sıra etkileri uzun süreli olan kimyasal gazlardan etkilenen yüzlerce kişinin tedavileri hâlâ devam ediyor. Katliam sonrası ikinci bir saldırıdan kaçarken ailelerini, çocuklarını kaybeden insanların travmaları devam ediyor.
Kimyasal Ali, kimyasal silahın etkili olabilmesi için önce evleri konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağlamış, ardından kimyasal bombaları devreye sokmuştu. İkinci saldırı başladığında ortaya kesif bir koku yayıldı. Kurtulanların 'Elma Kokusu'na benzettiği kokuya kimse anlam verememişti. Mecid’in bombardımanda kullandığı hardal, sarin ve VX gibi gazların kokusunu genizlerinde hisseden Halepçe’deki İnsanlar ve diğer tüm canlılar birer birer toprağa düştü
Amed Emek ve Demokrasi platformunu oluşturan sendikalar, odalar ve meslek örgütleri olarak bu katliamları kınıyoruz ve bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Unutmadık ve Unutturmayacağız."